Was macht einen Staat sicher und frei? Jeder sollte diese Frage für sich verantwortungsbewusst und aufrichtig beantworten, weil sie die Zukunft jedes Einzelnen und die seiner Kinder bestimmen wird. Vor einer solchen Entscheidung steht die Türkei, in der am 16. April per Referendum über Verfassungänderungen entschieden wird.
Für oder gegen dieses Änderungspaket können Bürger mit Wahlrecht in der Türkei zwischen dem 27. März und dem 9. April in der Arnulfstraße 62, stimmen.
Die Initiative „Münih Hayir Kampanyasi“ ruft die Wähler auf, mit „Nein“ zu stimmen. „Krieg und Terror haben unser Land zu einem Krisengebiet gemacht. Die Türkei ist zu einem Land geworden, das die meisten Journalisten inhaftiert. Die Moscheen sind zu politischen Plattformen transformiert“, begründet sie ihren Aufruf. „Während diese Probleme nach Lösungen schreien, wird durch das Referendum am 16. April versucht, einen Regimewechsel zu erzwingen.“
Dadurch entstehe die Gefahr, dass die Menschen ihre bürgerlichen Rechte verlieren. Eine Annahme des Referendums bedeute u.a., dass der Präsident das Parlament auflösen, den Ausnahmezustand ausrufen, alleine über Krieg entscheiden und jeden, den er möchte - sogar seine Frau - zur Ministerin machen könne. Damit würde die Volksgewalt einem einzigen Menschen übergeben, befürchtet die Initiative. Eine Republik werde die Türkei dann nur noch auf dem Papier sein. Ein „Nein“ zum Referendum bedeute eine friedvolle, schöne Zukunft.
„Lasst uns einstehen für eine wahre Demokratie und gegen eine Diktatur“, so die Initiative, „was wir brauchen, ist die Freiheit und Gleichheit aller. Wir sind für Verständigung und Toleranz und gegen Krieg!“
Sevgili Vatandaslarımız,
Bir memleketi refah ve güvenli kılan nedir? Ülkemiz referanduma giderken, bu soruyu samimiyetle cevaplamalıyız, çünkü tercihimiz bizim ve çocuklarımızın gelecegini belirleyecek.
Tek bir kisiye göre degil, tarafsızca, yasalara göre, adaletli ve herkesi koruyan devlet güven verir. Huzurlu ve güvenilir olmayan, yasaları keyfi olan ülkenin, ekonomisi de güvenilir olmaz, kriz ülkesi olur. Nitekim ülkemiz ciddi bir ekonomik kriz içine girmistir. İşIssizlik giderek artmakta, isçiler, çiftçiler, memurlar haklarını alamamaktadırlar.
Savaş ve artan terör, iktidarın siddet ve tehdit uygulamaları ülkemizi tam bir kriz ülkesi haline dönderdi. Ogullarını savaşa göndermeyenler, çocuklarımızı ölüme yolluyorlar. Türkiye dünyada en fazla gazeteci hapseden ülke haline geldi. Üniversiteler, kamu kurumları akıl dısı ihraçlarla islemez hale getiriliyor. Camiler siyaset alanına döndü. Bu sorunlar çözüm beklerken, 16 Nisan referandumunda bir rejim degisikligine zorlanmaktayız. Cumhuriyet ve vatandaslık haklarımız yok edilme tehlikesinde. Bu durumda en çok ihtiyacımız olan sey hosgörü iken, anayasa için, en genis toplumsal uzlasma şartken, alelacele, yangından mal kaçırır gibi, bilgi ve görüs sahibi olmadan rejim degisikligine gidilmek isteniyor.
Referandum kabul görürse neler olacak?:
- Cumhurbaskanı, bir partinin de genel baskanı olabilecek yani taraflı olacak.
- Cumhurbaskanı kararnameler (KHK) ile hüküm sürebilecek, meclisi fesh edebilecek.
- Cumhurbaskanı olaganüstü hal ilan edebilecek.
- Cumhurbaskanı istedigini, milletvekili sartı olmadan, esini bile bakan yapabilecek.
- Cumhurbaskanı Anayasa mahkemesine hakim olacak.
- Cumhurbaskanı, savasa tek basına karar verebilecek.
Referandum kabul görürse egemenlik milletten bir kişiye geçecek.
Referandum kabul görürse egemenlik milletten bir kisiye geçecek. Vatandası kul, köle olarak gören, dikta rejimi kurulacak. Cumhuriyet sadece isimde kalacak. Gelin hep birlikte, barıs dolu, aydın gelecegimiz için, çocuklarımız için bu yanlısa HAYIR diyelim.
Sandıklar Münih’ de 27 Mart – 9 Nisan arasında, Arnulfstrasse 62 adresinde kurulacaktır.
Info: hayir@bizle.org